Dolar : Alış : 32.4742 / Satış : 32.5327
Euro : Alış : 34.7084 / Satış : 34.7710
HAVA DURUMU
hava durumu

bursa

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 19 Kategoride 3256 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA

5. Bozcaada Doğa Buluşması: Yaşam Alanları İçin Örgütlü Mücadele Şart

05 Mayıs 2019 - kez okunmuş
Ana Sayfa » Haberler»5. Bozcaada Doğa Buluşması: Yaşam Alanları İçin Örgütlü Mücadele Şart
5. Bozcaada Doğa Buluşması: Yaşam Alanları İçin Örgütlü Mücadele Şart

5. Bozcaada Doğa Buluşması’nda ekoloji mücadelesi üzerine sunum yapan Özer Akdemir, örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.

Fotoğraf: Evrensel

Bozcaada’da bu yıl 5’incisi düzenlenen Doğa Buluşması yine ilgiyle karşılandı. Bozcaada Forum, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Gökkuşağı Dergisi ile çevre ilçe ve il merkezlerinden çevre gönüllülerinin katılımıyla gerçekleşen buluşmada çevre sorunları ve ekoloji mücadelesi konuşuldu.

Bozcaadalıların ilgi gösterdiği Doğa Buluşması kapsamında, dayanışma pikniği, çevre temizliği, söyleşiler, ekoloji forumu, fotoğraf atölyesi gibi pek çok etkinlik gerçekleştirildi. Zübeyde Hanım Parkı’nda düzenlenen kahvaltı ile start verilen 5. Bozcaada Doğa Buluşması, Ayana Koyu’ndaki dayanışma pikniği ve çevre temizliği ile devam etti.

İki gün boyunca devam eden etkinliklerin ilk günü iki söyleşi ile son buldu. Evrensel Gazetesi İzmir Muhabiri, Gazeteci ve Yazar Özer Akdemir ile EGEÇEP Sözcüsü Hüznü Dilli çevre mücadelesi ve çevre sorunlarına dair sunumlarını gerçekleştirdiler.

“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN BU MÜCADELEYİ VERİYORUZ”

Fotoğraf: Evrensel

Konuşmasında Bergama, Eşme, Aliağa, Efemçukuru, Gediz Ovası, Kazdağları ve Havran’daki çevre mücadelelerine değinen Özer Akdemir, Eşme’de meydana gelen zehirlenme olayını anlattı.

Uşak’taki Kışladağ Altın Madeni’nin Avrupa’nın en büyük altın madeni olduğuna dikkat çeken Akdemir, “Bu altın madeni, resmi açılış yapmadan 15-20 gün önce çok yoğun bir yapmur yağdı. Aslında doğa bize bir uyarı verdi. Dedi ki bu altın madeni son derece zararlı ve tehlikelidir.” ifadelerini kullandı. Akdemir sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oradameydana gelen siyanür kazasından sonra Eşme ilçesinde ve köylerinde bin 500’ünüzerinde insan zehirlendi. Eşme’deki insanlardan kan örneği alındı. Kanlaralındıktan iki saat sonra Kaymakamlık, Valilik emriyle kanlara el koydu.Doktorların söylediği, bütün belirtiler siyanür zehirlenmesiydi.

Bu kanlara elkonuldu ve Valilik bin 500 insanın zehirlenmesiyle ilgili, bakteriyelzehirlenme açıklaması yaptı. Eşme’nin su şebekesine kanalizasyon karıştığıiddia edilerek zehirlenmenin bu nedenle olduğu bildirildi. Ama o şebekeyikullanmayan köylerde de zehirlenmeler meydana geldi. Doğanın uyarısı buydu. Odönemden sonra yavrulayan koyunların yüzde 70’i ölü ve sakat doğum yaptı. Budurum devam ediyor.

Bazı köylerden haber alabiliyoruz halen. Ölü ve sakat doğumyapan hayvanların görüntüsü çok acıydı. Yavrularını terk edemiyorlardı. İştebiz de, çocuklarımızın geleceğini terk edemediğimiz için bu mücadeleyiveriyoruz.”

“SADECE HUKUK MÜCADELESİYLE SONUÇ ALINAMAZ”

Fotoğraf: Evrensel

Bölgedekialtın madenlerine karşı onlarca dava açıldığını hatırlatan Akdemir, “Benimhatırladığım Bergama’da en son 42’inci ruhsat iptal edilmişti, 43’üncü ruhsatile devam ediyorlar. Maalesef hukuk Bergama’yı durduramadı. Bugün yine birçokyerde hukuki mücadele veriliyor. Ama özetle söylersek, günümüzdeki hukuksuzluksürecinde de durmuyor, durdurulamıyor.

Hukuksuzluk ikliminde yaşıyoruz.Siyasette de işçi haklarında da çevre meselesinde de hukuksuzluk almış başınıgidiyor. Güçlülerin hukuku dediğimiz şey işliyor. Bu nedenle, sadece hukukikazanımlarla yaşam alanlarını korumamız çok zor ve neredeyse imkansız”dedi.

Hukuki sürecin yanında yoğun olarak örgütlü bir mücadele verilmesi gerektiğini vurgulayan Akdemir, “Her yerde, yaşam alanlarına yönelik en küçük bir müdahaleye karşı Anayasa’dan ve yasalardan doğan haklarımızı, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı kullanmamız, bunun için hep birlikte örgütlü mücadele etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Anayasa’nında bunu söylediğini anımsatan Akdemir “56’ncı maddede, ‘Herkes sağlıklı vedengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevresağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşlarınödevidir’ diyor. Örneğin Aliağa bölgesinde 30 yıl önce verilen bir mücadelesüreci var. Termik santrale karşı, 30 yıl önce verilen mücadele kazanımlasonuçlanmıştı.

Ama işte sermaye durmuyor. Örgütlü mücadelenin zayıfladığında,fırsat kolluyor, tekrar geliyor. O zaman bir termik santral için binlerce insanayağa kalkmıştı. Ne zaman bu mücadele sönümlendi, zayıfladı, ondan sonrabirbiri ardına termik santral projeleri hazırlandı Aliağa’da” dedi.

RES PROJELERİ VE ZARARLARI

EGEÇEP Sözcüsü Hüsnü Dilli de Karaburun Rüzgar Enerji Santralleri (RES) üzerinden, “tek kriter, rüzgar verimliliği” üzerinden kurulan RES’lerin zararlarına değindi.

Dilli, Rüzgar Türbini Sendromu’nun tıp literatürüne girdiğini ifade ederek plansız ve programsız bir biçimde yapılan RES’lerin doğaya, insan ve canlı yaşamına zarar verdiğini vurguladı.

RES’leriçin daha kurulma aşamasında ağaçların katledilmesinin, devasa yollar açılarakRES alanlarındaki doğal yaşamın tahrip edilmesinin, kuşlar başta olmak üzereRES alanlarındaki canlı popülasyonlarının ve insan sağlığının tehditedilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

KAYNAK  :  https://www.evrensel.net/haber/378362/5-bozcaada-doga-bulusmasi-yasam-alanlari-icin-orgutlu-mucadele-sart

BÜLENT ÖZGEN-HABER MERKEZİ

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İlgili Terimler :
TemaFabrika