Dolar : Alış : 32.4551 / Satış : 32.5136
Euro : Alış : 34.6559 / Satış : 34.7183
HAVA DURUMU
hava durumu

bursa

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 19 Kategoride 3251 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA

Ayvalık’ta yaşayanlar: Türkiye yanıyor canımız yanıyor!

08 Ağustos 2021 - kez okunmuş
Ana Sayfa » ÇEVRE»Ayvalık’ta yaşayanlar: Türkiye yanıyor canımız yanıyor!
Ayvalık’ta yaşayanlar: Türkiye yanıyor canımız yanıyor!

Eylemde, “Ekolojik sistemin tehdit altında olduğuna dair aktivistler, çevre ve emek örgütleri yıllardır uyarılarda bulunuyor. Ancak devlet aygıtını kontrol eden sermaye bırakalım tedbirler almayı; küresel ısınmayı, çevre kirliliğini, doğa tahribatını, iklim krizini artıracak politikalara devam ediyor!” denildi.

Ayvalık Demokrasi Platformunun, “insanlığı, yaşamımızı ve haklarımızı savunmaya çağırıyoruz!” davetiyle Cumhuriyet Alanı’nda bir araya gelen platform üyeleri; eko sistemin tahrip edilmesine ve günlerdir söndürülemeyen yangınlara dair tepkilerini dile getirdiler.

Eyleme katılanlar, “Türkiye yanıyor seyretme müdahale et”, “Çay değil yangın filosu istiyoruz”, “Felaket fırsat değildir”, “Orman Candır, Para Puldur”, “Kanala değil yangınlara bütçe”, “Ranta değil yaşama bütçe”, “Termikler kapatılsın nükleere hayır”, “Turizm teşvik kanunu geri çekilsin”, “Türkiye yanıyor canımız yanıyor” yazılı dövizler taşıdılar. 

Yangınlar, sel baskınları, musilaj, pandemi…

“Ekolojik sistemin tehdit altında olduğuna dair aktivistler, çevre ve emek örgütleri yıllardır uyarılarda bulunuyor. Ancak devlet aygıtını kontrol eden sermaye bırakalım tedbirler almayı; küresel ısınmayı, çevre kirliliğini, doğa tahribatını, iklim krizini artıracak politikalara devam ediyor!” denilen basın açıklamasında şu görüş ve talepler dile getirildi:

 “AKP iktidarında gerçekleştirilen özelleştirmeler, güvencesizlik, taşeronlaştırma, sözleşmeli çalıştırma, kamuda liyakat yerine kadrolaşmanın esas alınması, kamu yatırımlarının azaltılması, kamu hizmetlerinin piyasaya açılması, 2-B gibi çıkarılan yasalarla ormanlık alanların yerleşime açılması, çarpık yapılaşmaların teşvik edilmesi/göz yumulması, doğal alanların RES, HES, JES, Termik, Nükleer santraller gibi projelerle eko sistemin tahrip edilmesi, suyun, toprağın satılması gibi uygulamalar bugün karşımıza müsilaj, yangınlar, sel baskınları ve pandemi ile mücadelede başarısızlık olarak çıkmaktadır.”

“Yıllardır uygulanan politikalar ile mevcut Anayasanın 169. Maddesi açıkça çiğnenmiştir.

“Anayasanın bu açık hükmüne rağmen iktidar yıllardır adeta yeşil gördüğü her yeri betona çevirme gayretinde olmuştur. Daha önce yanan ormanlık alandaki yapılaşmalar bunun açık örneğidir.

KAYNAK : https://m.bianet.org/bianet/hukuk/248412-ayvalik-ta-yasayanlar-turkiye-yaniyor-canimiz-yaniyor-

“AKP döneminde birçok alanda artan ihtiyaca rağmen kamu çalışanı sayısı azaltılmış, sözleşmeli çalışma esas alınmış, yeni personel alımında ise liyakat görmezden gelinmiştir.

“Yangınların yaşandığı ormanlarda orman muhafaza memuru başta olmak üzere personel yetersizliği felaketin boyutlarını artırmıştır.

“Yeni felaketler yaşamamak için özelleştirmelere derhâl son verilmelidir.

“Doğanın rant aracı olarak görülmesi anlayışından ve ranta feda edilmesinden vazgeçilmelidir

“Orman yangınlarıyla mücadele eylem planları kamuoyuna net bir şekilde açıklanmalı, gerekli ekipman eksiksiz temin edilmeli, bu konuda yapılan ihalelerde şeffaflık ilkesi gözetilmelidir,

Orman yangınlarıyla mücadelede görevlendirilecek emekçilerin yıl boyu istihdamı ve iş güvenliği tedbirleri alınarak yaşam koşulları iyileştirilmeli ve daha verimli çalışma ortamı yaratılmalıdır,

“Emek ve demokrasi güçleri, çevre örgütleri ve halkın da katılımıyla Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı hazırlanarak ranta açılan ve ormansızlaştırılan alanlar yeniden doğal yapısına uygun şekilde yeşil alana dönüştürülerek ekolojik tahribat giderilmelidir.

“Kamusal hizmetler piyasaya açılmamalı, özelleştirilen kamu hizmetleri yeniden kamu eliyle yürütülmelidir.

“Sermayeden değil halktan yana bir kamu hizmeti anlayışı esas alınmalıdır.”

‘Yangın gözetleme kulelerinin yüzde ellisi kapatıldı’

1987 ile 2013 yılları arasında Ayvalık Orman İşletme Şefliğinde çalışıp emekli olan Ali İbrahim Gökçek ise yangın söndürme konusundaki şu tecrübelerini paylaştı. 

“Helikopter yangının üstünde durduğu zaman o yangını daha alevlendiriyor, hareket halinde atması gerekiyor. Örneğin Kaz Dağının zirvesinde yangın söndürdük. İki uçaktık biz o zaman. Şu an için Körfezde uçak yok, benim zamanımda mutlaka uçak olurdu. 

“Aynı yıl 6 tane yangın söndürmeye, uçakla katıldım. Edremit’te, Havran’da, Adnan Menderes Havaalanının yanında, Akhisar’da, Turgutlu’da söndürdük. . Bende fotoğrafları da kayıtları da var. Çine’de yangını söndürdük, en son Bodrum Havaalanına indik. Çünkü uçak çok etkili oluyor. İkinci bir şey, Orman Teşkilatının şu an için Ayvalık’ta yeterli personeli yok. Benim zamanında en az 25 tane yangın söndürme işçisi vardı.

“Eskiden Şeytan Sofrasının yollarını traktörler sürerdi. Onları tırmıkla sağlı sollu 30 metre açardık. Şimdi herhangi bir önlem yok.

“Sel baskınları açıklık alan yaratmaktan olmaktadır. Ayvalık’ta 26 yıl görev yaptım. 26 yılda 14 bin metreküp ağaç kesmedim. Şu an için Ayvalık’ta yıllık olarak 14-15 bin ağaç kesilmektedir.”

“Orman muhafaza memurunun en az 6 tane olması gerekiyor, şu an 2 tane var.

“Yangın gözetleme kulelerinin yüzde ellisi Edremit’te eleman yokluğundan kapatıldı. Yeterli gözetleme olmadığı sürece yangınlar artar. Çünkü yangına ilk yarım saat içerisinde müdahale etmeniz gerekiyor. “

KAYNAK : Gönül İLHAN-https://m.bianet.org/bianet/hukuk/248412-ayvalik-ta-yasayanlar-turkiye-yaniyor-canimiz-yaniyor

HABER: BÜLENT ÖZGEN

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İlgili Terimler :
TemaFabrika