Dolar : Alış : 32.4747 / Satış : 32.5332
Euro : Alış : 34.8231 / Satış : 34.8859
HAVA DURUMU
hava durumu

bursa

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 19 Kategoride 3257 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA
Adres : -
Telefon : -
Faks : -
E-Posta : -
Websitesi : -
Üyelik Tarihi : 14 Aralık 2017

Beyan ve “Ulusal Atık ve Eylem Planı” ile Atık Sorunu Çözülemez

Geçmiş yıllardan günümüze nüfus, satın alma gücündeki artış ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde Ülkemiz genelinde atık miktarı artmaya devam etmekte ve bu artış, atıkların sürdürülebilir ve entegre yönetiminin gerekliliği ihtiyacını doğurmaktadır. Atıkların, geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içerisinde değerlendirilmeden bertarafı, hem maddesel, hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıplarına neden olmaktadır. Teknik, ekonomik ve sosyal disiplinler ile çok yönlü ilişkiler içerisinde olan sürdürülebilir Atık yönetimi; atık önleme, tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanıma odaklanmayı, atık hiyerarşisini çerçevesinde atık oluşumundan nihai  bertarafa kadar bir atık yönetim planı hazırlanmasını zorunlu kılmaktadır.

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı’nda Ülkemizde atık yönetimine ilişkin 81 ilde atık yönetimi mevcut durumu analiz edilerek, atıkların türlerine göre kaynağında ayrı toplanması, geri dönüştürülmesi, farklı yöntemlerle geri kazanılması ve bertaraf yöntemleri ortaya konulmuş; atık yönetim sisteminde iyileştirilmesi veya geliştirilmesi gereken hususlar, nüfus ve atık projeksiyonları, 2023 yılına kadar yapılması planlanan dönemsel atık yönetim faaliyetleri ile atık yönetimine yönelik yatırımlar ve finansman ihtiyaçları belirlenmiştir.

 

 

 

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı çerçevesinde ortaya konacak politika ve uygulamalar ile Ülkemizin daha iyi organize edilmiş, entegre ve kurumsal yapısı güçlü bir atık yönetim sistemine sahip olması, hem de vatandaşlarımıza daha sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama imkânı sağlanabilecektir.  .

Başarılı bir atık yönetiminin ilk basamağı atıkların kaynağında sistemli ve sürdürülebilir şekilde ayrı biriktirilmesi ve toplanmasıdır. Atık yönetimi ile ilgili mevzuat geri dönüşümü/kazanımı yaygınlaştırmayı ve kaynağında ayrı toplamayı verimli hale getirmeyi hedeflemektedir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunlarına göre; evsel nitelikli atıkların kaynağında toplanması ve aktarma istasyonlarına ya da bertaraf sahalarına kadar taşınması büyükşehir dışındaki belediyelerin uhdesinde yürütülmektedir.

 

Belediyeler, belediye atıkları kendileri ya da özel firmalar aracılığı ile toplamakta ve taşımaktadır.

Biyometanizasyon, Almanya, Hollanda ve Danimarka’da oldukça yaygın olarak kullanılmakta olup İspanya ve Portekiz’de yaygınlaşmaya başlamıştır. Ayrıca, İsveç, İngiltere ve Fransa gibi diğer ülkelerde sınırlı bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde ise özellikle belediye atıklarının yönetimi için kurulan biyometanizasyon tesisleri bulunmaktadır.

Bununla beraber kurulu tesislerin çoğunda belediye atıkları diğer atıklar ile birlikte çürütülmektedir. Hâlihazırda, yerel yönetimlerin çiftlik ölçeğinde biyometanizasyon tesislerini gübre arıtımı ve kaynağına göre gıda atıklarının ayrımı için teşvik ettiği Kuzey İtalya, Alp Bölgelerinde önemli gelişmeler rapor edilmektedir.

  1. ATIK YÖNETİMİNDE KULLANILAN EKONOMİK ARAÇLAR

Ekonomik araçlar; istenilen çevresel bir hedefe ulaşmak için ekonomik aktörlerin (üretici ya da tüketici) karşı karşıya kaldığı teşvik mekanizmasında değişiklik yapmak yoluyla fayda ve maliyetlerini seçebilmelerine olanak sağlayarak davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan her tür araç olarak tanımlanabilir. Atık sektöründeki ekonomik araçlar aşağıda sıralanan çok sayıda çevresel hedeflerin gerçekleşmesinde de katkı sağlayabilirler:

  • Belediye atıkları, ticari ve endüstriyel atık oluşumunu düşürmek (atık toplama ve arıtma için kullanıcılardan toplanan vergilerin     toplanan atık kalitesine göre belirlenmesi).
  • Kaynakta ayrıştırma ve belediye atıklarda geri dönüşüm oranlarının arttırılması (kullanıcılardan toplanan vergi miktarlarındaki farklılıklar, atık çeşitlerine göre depozito seçeneklerinin oluşturulması).
  • Depolama sahasına nihai bertarafa gönderilen atık miktarının azaltılması, yakma ve/veya geri dönüşümün arttırılma

Ülkemizde çöp gazından enerji üretimine verilen yenilebilir teşvik sistemi biyometanizasyon ve yakma/gazlaştırma teknolojilerine de verilmeye başlanmıştır.

Atık depolama vergisi, başta belediyeler olmak üzere özellikle kurumsal atık üreticilerini nihai bertarafa (düzenli depolama) giden atık miktarını azaltmaya zorlayan en etkili ekonomik araçlardan biridir. AB ülkelerinde genelde 40-50 €/ton atık düzeyinde uygulanan atık depolama vergisi sayesinde, ambalaj atıkları geri dönüşümü ve biyobozunur atıkların düzenli depolama alanları dışında yönetimi alanlarında başarı sağlanmıştır. Bu sayede atık sektöründe kompost, biyometanizasyon ve yakma/gazlaştırma teknolojilerinin kullanımı fizibil hale gelmektedir. Ülkemizde de gerek entegre atık yönetimi ve gerekse atık sektörü sera gazı azaltımı bakımından düzenli depolama vergisi uygulamasının etkili olacaktır.

Genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) prensibi, yasal mekanizmalar içinde önemli bir role sahip olarak geri dönüşüm performansını arttırmaktadır. Genişletilmiş üretici sorumluluğu ve ürün ortaklığı adlı ürünlerin ömür sonu yönetimine yönelik, üreticilere sorumluluk veren düzenlemeler de bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, atıkların sorumluluğunu ürünün tasarımcısı, üreticisi, satıcıları ve kullanıcıları arasında paylaştırmaktadır. Atıkların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için bu düzenlemeler önemlidir.

Ayrıca atık borsasının etkinliğini artırıcı mekanizmaların geliştirilmesi de özellikle ticari ve endüstriyel atıkların geri dönüşümü yoluyla atık azaltımında önemli bir potansiyele sahiptir.

Ancak ; beyanla  ve plan hazırlamakla  atık sorunu çözülemez.

TMMOB`a bağlı Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, “Bu ülkenin toprağından hâlâ tehlikeli atık çıkıyor. Beyan esasla bu ülkede atık sorunu çözülemez. Beyan kullanıyorsanız bile denetim yapacaksınız. Bunun için de çevre mühendisi istihdam edeceksiniz” dedi. Bozoğlu, “Bu halkın temiz su içmek, temiz havada yaşamak, topraklarının temiz olması hakkı. Ve bunu çevre mühendisleri sağlayacak. Bunu bakanlık çevre mühendisine sahip çıkarak sağlayacak” diye konuştu.

“Bu ülkenin toprağından hâlâ tehlikeli atık çıkıyor. Başkent Ankara`nın göbeği Mamak`tan daha bir iki ay önce tehlikeli atık çıktı. Variller sokağa konmuş, arkada gecekondular. Hemen yanında bir park var ve çocuklar oyun oynuyor. Oysa çocuklarımız bizim geleceğimiz. Öncelikle şunu bir ortaya koyalım beyan esasla bu ülkede atık sorunu çözülemez. Beyan kullanıyorsanız bile denetim yapacaksınız. Bunun için de çevre mühendisi istihdam edeceksiniz.

 

Lisanssız depolama alanları

Tehlikeli atık miktarı 1.5 milyon olarak beyan edilmiş. Beyan var ama bertaraf yok. Bin 397 belediyede 83 düzenli depolama alanı var. Bunların 53`ünün lisansı yok. Bu belediyeler kim biz bunu açıkladık. İçlerinde tüm siyasi partiler var. Mars`a insanlar araç gönderirken bizim sokaklarımızda hâlâ sokak toplayıcıları garip garip arabalarla kendi hayatlarını ve bizim hayatlarımızı riske atarak atık topluyor.”

” Bozoğlu, şunları kaydetti:

“AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi`nde (UÇES) Türkiye`de 88 milyar avro çevresel yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu miktarın ne kadarı çevre mühendisi istihdamını öngörüyor biz bunu göremedik. Bu ülkenin çevre mühendisleri belki bu sektörün en büyük çilesini çeken insanlar. Ancak UÇES`te çevre mühendisi istihdamına dair bir şey yok. Çevre sorunlarına baktığımızda bir kere çok net olarak hava kirliliğimiz var.

Ankara Sıhhiye meydanında şu an 3-4 hastane bulunuyor. İnsanlar oraya şifa bulmaya gidiyor ama hava orada yılın 297 günü kirli. Bu kirlilik İstanbul, İzmir, Düzce`de de var. Bütün siyaset alanı bundan sorumlu. Suyumuza bakınca derelerimiz, göllerimiz hâlâ temiz akmıyor. Tarım alanlarımızda ise neredeyse temiz toprak kalmamış durumda.”diyerek atık yönetiminde çevre mühendisin önemini vurgulamıştır.

Önemli olan plan hazırlamanın yanında uygulama ve atığı kaynağında sıfır hale getirerek  sorun kökünden çözmek olacaktır.

Çevresel ve Ekonomik Kazanım için İşbirliği Ağları: “Endüstriyel Simbiyoz”projesini uygulamanın faydası olacaktır.

Çevre yönetim sistemleri ve temiz üretim uygulamaları, endüstriyel kuruluşların çevresel performanslarını arttırmakla kalmayıp aynı zamanda ekonomik performanslarını ve kurumsal prestijlerinin de olumlu yönde etkilemektedir. Söz konusu uygulamalar son derece önemli ve etkin olmakla birlikte, firma sınırları içinde kaldığından, çevresel performansı belli bir düzeye kadar geliştirilebilmektedir. Ek kazanım elde edebilmek firma sınırlarının ötesine geçebilmeyi ve çoğunlukla firmalar arası işbirliğini gerektirmektedir.

Bu yaklaşım, günümüzde pek çok ülkede uygulamaya geçmiş “endüstriyel simbiyoz (endüstriyel ekoloji)” kavramını gündeme getirmektedir. İlk olarak 1989 yılında gündeme gelen “ endüstriyel ekoloji” endüstri ile doğal yaşam ve ekolojik sistemler arasındaki analojiye dayanmaktadır ve birbirleri ile hem ekonomik açıdan hem de birbirlerinin ürün ve atıklarını (madde ve enerji) kullanmaları açısından ilişki içinde olan tüm endüstriyel prosesler ağını simgelemektedir.

Endüstriyel simbiyoz bağımsız işletmeleri, daha sürdürülebilir ve yenilikçi bir kaynak kullanım yaklaşımı çerçevesinde bir araya getirmektedir. Bu ağyapı, malzeme, enerji, su ve yan ürünlerin fiziksel değişimi de dahil olmak üzere, her türlü varlığın, lojistik ve uzmanlık kaynaklarının paylaşımı anlamına gelmektedir. Bu sayede endüstriyel kaynaklı çevresel ve sosyal problemlerin önüne geçmekle kalmayıp aynı zamanda ekonomik getiri de sağlanmış olmaktadır.

Haber: Bülent Özgen

 

Firma Fotoğraf Galerisi

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İlgili Terimler :
TemaFabrika