Dolar : Alış : 32.4527 / Satış : 32.5111
Euro : Alış : 34.8255 / Satış : 34.8882
HAVA DURUMU
hava durumu

bursa

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 19 Kategoride 3257 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA

Yeşil ve çevreci binalar

01 Ekim 2022 - kez okunmuş
Ana Sayfa » ÇEVRE»Yeşil ve çevreci binalar
Yeşil ve çevreci binalar

Yeşil binalarda ana amaçlar; yeni üretilecek, taşınacak, depolanacak malzeme miktarının ve enerji sarfiyatının en düşük seviyede tutulmasıdır.


Yeşil binaların ekoloji ve tarihi yapıyı bozmayacak, doğal kaynaklar ve toplu ulaşıma yakın yerlere enerji verimli bir şekilde inşa edilmeleri tercih edilir. Yapının en geniş cephesi güney yönüne doğru konumlandırılıp güneşin sağladığı ısı ve ışıktan azami ölçüde faydalanılmaya çalışılır. Sıcak iklimlerde aşırı sıcaklıkların önünü kesme amaçlı binanın batı cephesine pencere açılması çok tercih edilmez. Binalarda ısı kayıplarının önemli bir bölümünü oluşturan ısı köprüleri ısıyı tutan ısı yalıtımlı malzeme ve tuğlalar kullanılarak giderilmeye çalışılır.

Binaların ısınma, soğutma, havalandırma ve elektriği çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmeye çalışılır. Örneğin; rüzgârı uygun yerlerde rüzgâr türbinleri ya da uygun alan varsa zemine, çatıya veya binanın camlarına yerleştirilen güneş enerjisi panelleriyle elektrik üretilir. Dış aydınlatmalar enerjilerini güneş enerjisiyle sağlar, sıcak su güneş enerjisinin ısıttığı depolar yardımı ile elde edilmeye çalışılır. 

Gündüz saatlerinde azami ölçüde doğal aydınlatmadan faydalanılır. Aydınlatmalar düşük yoğunlukta çalışır, yürüyüş alanlarında sensörler yardımı ile hareket olduğunda yanar. Bina planlamalarında koridor gibi ölü alanlar azaltılır ve küçük alanların kullanım verimi olabildiğince yüksek tutulur.

Yeşil binalarda ana amaçlardan biri; yeni üretilecek, taşınacak ve depolanacak malzeme miktarının en düşük seviyede tutulmasıdır. Yerel, geri dönüştürülebilen ve insan sağlığına zararlı asbest, formaldheit gibi kimyasal maddeler içermeyen doğal malzeme kullanımına dikkat edilir. Hafriyatın az olması için atık malzemenin tekrar kullanılmasına çalışılır, yakın çevrede çıkan atık ve inşaat artıkları yeşil binaların inşası sırasında değerlendirilirler. İnşa sırasında sentetik içeriğe sahip olmayan ve geri dönüştürülebilir ahşap, taş, hasır, saz, kil ve saman gibi doğal malzemeler tercih edilmeye çalışılır.

Binanın doğal yollarla ısıtılması ve soğutulması hedeflenir, çünkü iyi bir havalandırma ve yalıtım ile yeni yapılan binalarda yüzde 80-90, eski binalarda yüzde 75-80 arası enerji tasarrufu elde edilebilir. Kapı ve pencerelerin yanı sıra duvarlar da havayı kolayca geçirmeyip ısı değişimine sebep olmazlar. Örneğin, binanın etrafını adeta bir battaniye gibi sararak dış cephedeki bozulmayı önleyen ve ısı yalıtımını arttıran mantolama binanın enerji verimliliğini yükselten bir uygulamadır.

Mantolamanın kalınlığı standart uygulamalarda 4-5 santimetreyken iklimin sertliğine göre 10-15 santime kadar çıkabilir ve bu sayede binalar yüzde 70’e yakın enerji tasarrufu yapabilir. Bir başka büyük ısı kaybı pencere ve camlarından kaynaklanır. Klasik camların yerine takılacak çift cam uygulamaları yüzde 40 daha fazla yalıtım sağlar. İki camın arasına sıkıştırılan argon ya da kripton gazları daha geç soğuyup ısındığı için yalıtımı neredeyse yarı yarıya arttırılar. Üç cam uygulamalarında ise ısı yalıtımı çift camlara göre dört kat daha fazladır. Çevreci iklimlendirme dediğimizde ise son yıllarda giderek daha çok tercih edilmeye başlanan ısı pompalarını örnek gösterebiliriz.

Toprak, hava ve suyun ısısını kullanarak iç mekanı ısıtan, soğutan ve sıcak su sağlayan ısı pompalarında doğada var olan enerji kullanıldığından dolayı doğaya herhangi zararlı gaz salınımı yapılmaz. Gerekli olan enerjinin dörtte üçü doğadan, dörtte biriyse elektrikten sağlanır.

Yeşil binalarda iç ortamın hava kalitesi de yakından takip edilen ve dikkat edilen bir konudur. Kimi binalarda karbondioksit seviyeleri yükseldiği zaman, havalandırmalar otomatik olarak hava değişimi yapmak üzere programlanmıştır. Havalandırma ısı geri kazanım cihazlarındaki boru sistemleri içeri ve dışarının havasını birbirine karıştırır ve değiş tokuş edilmelerini sağlar, bu sayede iç mekanın oksijen seviyesi hep aynı seviyede kalır.

Bir başka önemli konu ise tabii ki su. Binalar dünyada kullanlılabilir suyun yaklaşık yüzde 12’sini tüketir, oysaki sadece evlerdeki gri su, yani foseptik dışındaki lavabo, küvet ve duşlardaki sular tekrar kullanılabilir hale gelse su tüketiminde yüzde 50’ye yakın tasarrruf sağlanabilir. Yeşil binalar suyu verimli kullanarak ve çevreden toplayarak standart binalara göre su ayak izi düşük binalardır.

Atık suları arıtıp tekrar kullanabilirler. Örneğin, mutfakta sebze, meyve yıkarken harcanan su ayrı bir boru yardımıyla bahçeye aktarılarak bahçe sulanabilir. Yağmur suyu hasadı yapılarak çatı ve dış mekanlarda yağmur suları borular yardımıyla depolara toplanıp, tuvalet sifonları ve bahçe sulamasında kullanılabilirler. Bunların yanında aşırı su tüketiminin önüne geçmek için musluklar düşük debili akar, gereksiz sarfiyatı engelleme amaçlı mümkünse hareket sensörlü tercih edilir, sifonlarda ise az su kullanma seçeneği bulunur.

Tuvaletlerde ise son yıllarda özellikle kırsalda yapılan yapılarda kuru kompost tuvaletlerin kullanımı giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Kompost tuvaletler, hem basit hem de susuz bir yöntemdir. Kompost tuvaletlerde sıvı ve katı atıklar tuvaletin içinde ayrılır ve farklı haznelere gönderilir. Karavan tuvaletleri gibi daha düşük kullanımlı tuvaletlerde torf ve lifli suyla seyreltilip ufalanarak katı atığın üzerine atılması tercih edilirken sabit ve daha büyük ölçekli sistemlerde talaş, kurumuş ot ve yapraklar katı atığın üzerine atılır ve toprak çevrilir. Zamanla azot dönüşümüyle dehidrasyona uğrayan katı atık hacmini kaybeder, toprakla bütünleşir ve kompost tamamlanır.

Sonucunda toprakla karışan insan dışkısının hacmi yüzde 10’u boyutlarında humusa dönüşmüş olur. Katı atıklar sıvı atıkla karışmadan toprağın içinde kaybolduğundan sanılanın aksine kompostlarda sadece topraksı bir koku vardır, dışkı kokusuyla hiçbir alakası yoktur. Kompost, yemek artıklarının da atılabilmesiyle hem evin çöp miktarını düşürür, hem de kaliteli bir gübre elde edilir.

Bunların yanında bir yılda 5,5 ton su sadece bir kişinin kullanımıyla sifonlardan akıtılırken kuru kompost tuvaletlerde ise sifon çekilmediğinden su sarfiyatı olmadığı gibi temiz su kaynakları da minimum düzeyde kirlenmiş olur.

Ayrıca teknolojik gelişmelerin yanı sıra devetabanı, salon sarmaşığı gibi bitkiler iç mekanların havasını temizlemek için kullanılıp bina içinde doğal havalandırma sağlanmaya çalışılır. Binaların yeşil peyzaj alanı mutlaka bulunur ve peyzajda suya az ihtiyaç duyan bitkiler seçilir. Çatılara yine az su isteyen çalı veya ağaçların dikilmesiyle hem binaların ısınması önlenir, hem karbon tutulumu ve oksijen üretimi sağlanır, hem de sera etkisini oluşturan yansımalar azalır.

KAYNAK : https://www.gazeteyenigun.com.tr/kaz-daglari-nasil-kurtulur-15-yesil-ve-cevreci-binalar?fbclid=IwAR0YF4i-HVdWX3-pAiB5hfGpAAExvQw81QY48_JrPuBvLNk1RDiYeBZdAVg-Ulusal ÖZDEMİR

HABER : BÜLENT ÖZGEN

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İlgili Terimler :
TemaFabrika